25 yıl önce ofiste çalışma saatlerinin çoğunda hep oturulduğunu ve bu nedenle iş günlerinin ne kadar hareketsiz geçirildiğini günümüzün dinamik ofis ortamlarında hayal etmek zor. Günümüzde yüksekliği ayarlanabilir masalar, ofis çalışanlarının duruşlarını kolayca değiştirebilmelerini sağlamaktadır. Fakat hareket etmek, günümüzde sağlıklı bir iş gününün temel bir parçası haline gelmiş bulunuyor. 25 yıl önce ilk elektrikli kaldırma kolonu sistemimiz olan DL1’i gururla piyasaya sunmuştuk. LINAK® ve ofis mobilyası üreticileri tarafından 2000’li yıllara girerken gösterilen çabalar sayesinde, yüksekliği ayarlanabilir masalar artık çoğu ofis mobilyasının standart bir parçası hâline gelmiş bulunuyor.
DL1 kaldırma kolonu: Bir yıldız doğdu
Danimarkalı ofis mobilyası şirketi Cube Design’ın kurucusu Curt Berggren, 1998 yılının kasım ayında DL1 piyasaya sürüldükten kısa bir süre sonra LINAK’ın bir satış temsilcisiyle yaptığı toplantıyı hatırlıyor: “LINAK’ın yeni DL1 sistemiyle tanıştığımda, bu sistemde büyük bir potansiyel gördüm. Ergonomiye verilen önemin giderek arttığını biliyordum ve karşımda, daha önce sattığımız ağır ve hantal tasarımlara kıyasla üzerinde çok daha kolay çalışabileceğimiz bir sistem vardı.”
O yıl görüştüğü LINAK satış temsilcisi Flemming Niebuhr, günümüzde LINAK’ın DESKLINE®/HOMELINE® Kilit Müşteri Yöneticisi. Kendisi DL1’in piyasaya sürüldüğü o günleri çok özel bir zaman olarak hatırlıyor: “İlk günden itibaren müşterilerimizden büyük ilgi gördük. Böylesine büyüyen başka bir trendin hiçbir zaman parçası olmadım.”
Eski müşterilerimizden biri de Montana Furniture CEO’su Joakim Lassen. Kendisi en başından beri bizimleydi ve o günlere dair anılarını şu sözlerle anlatıyor: “Babam Peter Lassen ve ben uzun süredir yüksekliği ayarlanabilir bir ofis masası geliştirmek istiyorduk. Saatlerce bilgisayar başında oturmanın yan etkilerinin giderek daha da belirginleştiğini fark etmiştik. Yüksekliği ayarlanabilir masalara olan talep, sırt sorunları yaşayan kişiler arasında yüksekti ve şirketler bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmeye başlamışlardı.”
Joakim şu sözlerle devam ediyor: “Fakat 90’lı yıllarda piyasada bulabileceğiniz yüksekliği ayarlanabilir masalar büyük ve hantaldı. Bizim amacımız, sade ve basit bir kullanım sunan ve aynı zamanda güzel bir tasarıma sahip olmasıyla fark yaratan bir masa geliştirmekti. DL1’in piyasaya sürüldüğü günlerde LINAK ile iletişime geçtik ve aradığımız fırsatı burada gördük.”
Montana’nın alüminyum profillerine entegre ettiği LINAK DL1 sistemiyle donatılmış ilk masası.
Ayakta çalışılabilen masalar için talepler gelmeye başlamıştı
Cube Design, işe yeni sistemden tek bir koli satın alarak başlamıştı. Curt Berggren anlatıyor: “Birden bire işler hızlandı. Masayı beklediğimden daha çabuk geliştirmiştik. DL1, elektrikli masa iskeletlerinde gerçekten çığır açan bir sistem oldu.”
Flemming Niebuhr şunları hatırlıyor: “LINAK, DL1 sistemiyle yeni bir pazar oluşturdu. Yüksekliği ayarlanabilir masalar üretmek birden daha kolay ve daha ucuz hâle geldi. Bu da herkesin bu ürünlere erişebilmesini sağladı. Masaların hızı, stabilitesi, kaldırma gücü ve çıkardığı ses tam olarak doğru seviyedeydi ve masalara olan talep yüksekti.”
Montana ilk büyük projesini 1999 yılında aldı. Birçok şirket, çalışanlarına sağlıklarını ne kadar önemsediklerini göstermek ve onlara aktif kalabilecekleri sağlıklı ve ergonomik bir çalışma ortamı sunmak istedi. Joakim Lassen, çalışanların mobilya taşımak zorunda kalmadan kolayca başka bir masaya geçebileceği gerçeğinin de çok beğenildiğini hatırlıyor.
LINAK DL1 sistemini piyasaya sürdükten birkaç yıl sonra, pazarda çeşitli rakip çözümler sunulmaya başlandı. Fakat LINAK yenilikçi ürün geliştirme yaklaşımını sürdürdü ve o günlerden bu yana piyasaya daha birçok yenilik kattı. Üzerinden 25 yıl geçmiş olmasına rağmen Cube Design ve Montana Furniture günümüzde LINAK’ın müşterileri olmaya devam ediyor. Geliştirdikleri yüksek kaliteli ürünler için çözüm ortağı olarak LINAK’ı tercih etmelerinden ötürü gürür duyuyoruz.
Ofis masalarının bugünü ve geleceği
Joakim Lassen’a göre, yüksekliği ayarlanabilen elektrikli masalar 00’lı yılların sonlarında Danimarka ofislerinde standart hâline geldi. Curt Berggren’e göre ergonomi artık Danimarkalı şirketler için her zamankinden daha önemli. Ancak oturarak/ayakta çalışılabilen masaların hayatlarımıza girmesinden bu yana değişen başlıca şey de masaların boyutu oldu. Joakim bu konuda şunları dile getiriyor: “Masalar giderek daha da küçüldü. Eskiden tipik ofis masaları, 180-200 cm uzunluğunda olup büyük bir monitörün sığabildiği kavisli tasarımlara sahipti. Günümüzde standart masların uzunluğu sadece 120-140 cm civarında.”
Masaların ebatları ne olursa olsun, yüksekliği ayarlanabilir masaların kalıcı olduğuna dair hem Curt Berggren’in hem de Joakim Lassen’in inançları tam. Üstelik yalnızca iş yerlerinde değil. Home ofis ortamları için de ergonomiye ve yüksekliği ayarlanabilir masalara gösterilen talep giderek arış gösteriyor. Curt Berggren’in bu trendi şu sözüyle açıklıyor: “Çalışanların karşılanması gereken bireysel ihtiyaçları olduğu için, yüksekliği ayarlanabilir masalara her zaman ihtiyaç duyulacaktır.”